9 Aralık 2013 Pazartesi

3 Aralık Dünya Engelliler Günü

Engellilik, bireyin bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli ölçülerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal hayata uyum sağlayamaması ve günlük gereksinimlerini karşılayamamasıdır. Dünya nüfusunun %15'i, Türkiye nüfusunun ise %12'sinin engelli olduğu bilinmektedir.

Birleşmiş Milletler (BM) 1992 yılında aldığı bir kararla, her yılın 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etmiştir. Bu kararın ardından BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 29 sayılı bildirisi ile üye ülkeler tarafından 3 Aralık gününün engellilerin topluma kazandırılması, insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması amacıyla tanınmasını istemiştir. Engelli bireylerin sağlık, rehabilitasyon, çevre, eğitim ve istihdam alanlarında karşılaştıkları sorunlara dikkat çekmek amacıyla her yıl 3 Aralık günü ''Dünya Engelliler Günü' olarak ele alınmaktadır.
Engellilik doğuştan olabildiği gibi; sonradan geçirilen hastalık, trafik kazası, savaş ve afetler sonucu da ortaya çıkabilir. Birleşmiş Milletler tarafından dünyada 500 milyon kadar engelli insan bulunduğu, Dünya Sağlık Örgütünce de dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin hayatlarında bir çeşit engelle doğrudan ya da dolaylı olarak karşı karşıya olduğu belirtilmektedir.
Farklı nedenlere bağlı olarak oluşan engellilik temel olarak beş başlıkta ele alınır:
- Zihinsel engellilik
- Görme engellilik
- İşitme ve konuşma engellilik
- Ortopedik engellilik
- Süreğen engellilik.
Engellilerin de toplumdaki tüm bireylerin yararlandığı imkanlardan yararlanmaları ve daha iyi sağlık düzeyine sahip olabilmeleri için kaliteli sağlık hizmetlerinden, tedavi yöntemlerinden ve sağlık teknolojilerinden eşit bir şekilde faydalanmaları gerekmektedir. Bunun gerçekleşebilmesi için düzenlemeler yapılırken engelli bireylerin de gereksinimleri göz önünde bulundurulmalıdır. Engelli bireylerin ve bütün toplumun faydalanması adına; engelleri ortadan kaldıracak koşulları oluşturmak, rehabilitasyon ve destek hizmetlerini geliştirmek, yeterli sosyal koruma sağlayacak kapsayıcı programlar oluşturmak gerekmektedir.
Sağlık hizmetleri planlanırken ve sunulurken, farklı engellilik nedenleri göz önünde bulundurulmalı ve engelli bireylerle ilgili bütün gelişmeler dikkate alınarak, yeni politikalar ve stratejilerin geliştirilmesine öncelik verilmelidir.
Bütün sağlık çalışanlarının, engelliliğin sadece tıbbi yönüne değil, sosyal ve insani tarafına da önem vererek, bu yönde farkındalığın artırılması çalışmaları yapılmalıdır.
Sağlık hizmetlerinde insan odaklı yaklaşımı esas alarak hakkaniyeti gözetmek, ihtiyaçlara ve beklentilere cevap verebilmek önemlidir. Toplumun sağlık düzeyini yükseltmek ve geliştirmek için engelli bireylerin sağlık hizmetlerine kolay, etkin ve kaliteli erişebilirliği yolundaki çalışmalara devam edilmektedir.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederiz.